banner2

Gelecekte bu konu tartışılacak

GELECEKTE DE BU KONU TARTIŞILACAK

Aklımızı kurcalayan bir soru vardı. Sanırım zaman bulup bu sorunun cevabını inceleyebildik. Soru şu:

Hangi ülkeler bu korona salgını sırasında 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı uyguladı?

Internet'te bu soruyu cevaplayan bir tablo bulduk. Meraklısı için tablonun web adresi: 

https://en.wikipedia.org/wiki/Template:COVID-19_pandemic_curfews

Önce bir iki noktaya değinelim. Örneğin ABD’de 65 yaş ve üstü ölüm oranı yüzde 80. Diğer ülkelerde de bu oran çok yüksek. Evet yaşlılar risk grubu. Ama ABD’de zencilerin ölüm oranı beyazların üç katı, o zaman beyazlar çıksın, zenciler evde otursun gibi bir çözüm olabilir mi?

Neyse biz şu web adresini verdiğimiz tabloya dönelim. 

Tabloda 76 ülkeye ilişkin bilgi veriliyor. 

Şimdi dikkat…

65 yaş ve üstüne sokağa çıkma yasağı uygulayan bir Sırbistan ve bir de Türkiye var.

İki ülke…

76 ülke arasında sadece iki ülke.

Şimdi de korona ile savaşırken herkesi eve kapamanın dışında başka modellerin olabileceğini de düşünen İsveç ve Japonya’dan söz edelim. 

Buraya bir parantez açalım: 

İtalya, İspanya, İngiltere de herkesi eve kapamayı uyguladı…

Almanya da.

Kim başarılı? Elbette Almanya. 

Türkiye de uyguladı… 

Türkiye de başarılı.

Diğerlerinde ise durum çok kötü.

Demek ki başarı, sadece insanları eve kapamak ile ilgili değil.

Parantezi kapatalım, konuya devam edelim.

İsveç’te korona politikasının başında Anders Tegnell diye bir doktor var. Adam önemli bir şey söylüyor:

“Kısıtlama ve sınırların kapatılması gibi yöntemlerin hiçbirinin bilimsel ve tarihsel temeli yok”.

Bilimsel temeli yok, çünkü bu tür yöntemlerin daha iyi olduğunu anlatan makaleler, kitaplar yok…

Tarihsel temeli yok, çünkü geçmişte salgın hastalıklarda bütün ülkelerde herkesi eve kapatan yöntemler hiç ama hiç uygulanmamış.

Ayrıca, sürekli evde kapalı kalan insanların bağışıklık sistemi ne olur?

Evde oturan ve dışarıda dolaşan benzer yaş grubundan kişilerin bağışıklık sistemlerini karşılaştıran araştırmalar var mı?

Varsa gerçekten bunları bilmek isteriz. Soru şu: Evde oturan insanların bağışıklık sistemlerine ne olur?

İyi şeyler mi olur, kötü şeyler mi olur...

Bakın İsveç ne yapmış, güvene dayalı bir politika ile bireylerin kendi sorumluluklarını sahiplenmelerini istemiş. Sosyal mesafeye dikkat et, hijyene dikkat et, barlarda restoranlarda iç içe oturma, 50 kişiden fazla bir yere toplanma demiş. 

Elbette onlarda da huzur evlerinde çok sayıda yaşlı ölmüş. Tegnell bütün ülkelerde olduğu gibi onlarda da buralarda sorun olduğunu açık açık anlatıyor.

ABD’de yazar Victor Davis Hanson diyor ki:

“Yaklaşık 20 milyon insanı işten atmak, trilyonlarca likiditeyi yok etmek, GSYİH'yı depresyona benzer bir azalmaya yollamak ve 100 milyon insanı evlerine kapatmak, virüsten çok daha fazla sağlığı bozar. "

Bir de hasta olduğunun farkında olmadan virüsü bulaştıranlar var. Bu konu bizde de çok konuşuluyor. Anders Tegnell diyor ki:

 “Hastalığının farkında olmayanların bulaşıcı olma olasılığı vardır ve yakın zamanda yapılan bazı çalışmalar bunu göstermektedir. Ancak yayılma miktarı, belirti gösteren insanlarla karşılaştırılınca bunların etkileri muhtemelen oldukça azdır.”

Özet: 

Bilmediğimiz çok şey var. Bu işin uzmanlarının da bilmediği çok şey var. Ölümlerin çoğu 65 yaş ve üstünden ama tek çare insanları evlerine kapamak değil.

YORUM EKLE